Yaz mevsimi geldiğinde soluğu Gümüşhane yaylalarında alırız,
Buz gibi akan sudan bir yudum tatmak, temiz havası ve o arada tadına varılan muhteşem yiyecekler,
Çam kokusu, kekik kokusu,
Siyasiler yaylaların (hadi birazcık empati yapalım) Gümüşhane’yi görenler bacasız sanayi turizmin yayla turizmiyle bu memleketin kalkınacağını ifade ediyorlar.
Eğer bu düşüncemizi, Süleymaniye'ye çıkıp, Karaca Mağarasından dönüp daha bir şeyimiz yok ki diyene kadar değiştirilebilirsek bir şeyler kendiliğinden kıpırdayacaktır
Elim papası taa nerelerden gelip harabeleri görmeye geliyor,
Biz kendi içimizdeki cevheri göremiyoruz!
Onun içindir ki Gümüşhane turizm açısından önemli bir konuma sahiptir
Satala, Çakırgöl, Limni Gölü, Zigana, Tomara, Örümcek ormanları
Say say bitmez
Hepsi birer cennettir, keşfedilmeyi bekler
Gümüşhaneye gelinmesini, tanınmayı bekler
Ama gel gör ki bizim yaylalarımız daha elektrik sorununu bile çözememiş.
Gerçi tüfek icat oldu mertlik bozuldu ama, elektrik gelen bir yayla ne kadar doğal, nostaljik ya da ne bileyim yayla kültürüyle özdeşleşir bilmiyoruz ama zaman artık onu gösteriyor ki, yaylayı bir ihtiyaç gören zihniyet şehir hayatından kaçarcasına uzaklaşan insanların sığınma adresi olarak görünüyor
Kürtün yaylaları da onlardan bir tanesi, elektrik bekliyor.
Kendimi bildim bileli şu sözlerden nefret ederim,
Takip ediyoruz, çözüm aşamasında, en kısa süre içinde yapılacak, üzerinde duruyoruz..
Sigara kağıdına yazmış gibi
Bir yerden şiddetli bir istek geliyorsa o istek artık bekletilmemelidir,
Yapacaksın olacak bitecek
Turizm, yayla, geçim kaynağı,
İnsanı bir değişim bekliyor
Zaman artık eskisi gibi değil.