Kendimden söz etmeyi hiç sevmem,
Zaten ne diyebilirim ki!
Gören görüyor, bilen biliyor!
Ne üste koymaya çalışırım nede altta kalırım..
Derdimiz omurgalı olabilmektir
Yaşayabilmektir.
Yaşarken dik durabilmektir.
Güvendir. İnsanların sana saygı duymasıdır.
*
Zaman geçiyor,
Ne ki insanın içindeki fırtınalar dinmiyor.
Bir gram geri adım, bir gram özür, bir gram saygı çoktan rafa kalkmış..
O zaman seni başkalarından farklı kılan ne olacak?
Elbette dik duruşun ve omurgalı oluşun.
*
Herkes konuşacak sen mütevazı olmaya çok daha fazla gayret edeceksin,
Gözlemliyorum!
İnsanların rahatladığını görüyorum
İçlerini döktüğünü, bir çare arama adına gözlerin içine baktığını sezinliyorum,
Ne güzeldir uzatılan bir bardak su;
Bir lokmada olsa kuru da, bayatta olsa ekmeği bölüşmek.
Aynı acıları paylaşıp
Aynı menzile yürüyebilmek,
Ve karanlığı yırtarcasına aydınlığa doğru koşar adım gidebilmek..
*
Hani herkes için doğru vardır ya,
Hani herkes için doğru tekdir de,
Hani kimse karda yürürken izini belli etmek istemez de
Arkadaki yafta çoktan asılmış biçare göremez..
*
Güven duyulan karakter bulmak zor,
Elleri cebinde gezende var
Elleri omuzlardan inmeyende.
Kaşığı senin ağzına uzatan da var
Tencereyi kapıp götürende..
Gülümseyen de var
Gülümsemeyi samimi zanneden de
Dönüp arkandaki masumiyet heybesinde bir şeyler arıyorsun; bunca iyilik koşuşturmacasında,
Vallahi de billahi de çoktan delinmiş gökyüzü haberimiz yok…
Bir çuval incirin berbat olması gibi
Heybede kalanın vefasızlık destesi olduğunu zaten koşulsuz kabulleniyorsun.
*
Başa sarıyorum,
Baştan alıyorum,
Nerede duracağımıza,
Neden durmak gerektiğini, İlerlerken neden geri atmamak gerekliliğini ve senin neden bunu yaparken gözlerin üzerine çevrelendiğini anlatmaya gerek var mı?
*
Çünkü bu zeminde teksin,
senin yollarına diken dökende var, gül seren de
Çamur atanda var,
Çamuru temizleyende.
Dost gözüken de var,
Seni arkadan hançerleyende.
*
Gülüyorsun biliyorum
Yediğin hançere karşın düşerken bile yere eğilmiyorsun
Namerdin yaptığı orada kalıyor.
*
Olup bitenleri anlamaya çalışmak için filozof olmaya gerek var mı?
İnsanlık denen yaratılmışların en mükemmeli içine düştüğü bu umarsızca çırpınışın neresindedir..
Ne beklemektedir?
Hedefi neresidir?
Sen bu kulvarın neresindesindir
Sorular çok.
*
O bitip tükenmeyen nefis
O hiç kırılmayacak mağrurluk
O hep burnun büyüklüğü değilmidir;
Aslında boynunun bükük kalıp terkedilmişliğin.
*
Son söz mirim,
Dik durmaya devam,
Asla geri vites atmadan.
Sonuna kadar mücadele ve bir demir yumruk gibi savurmaya devam meydanda,
İster dev bir ejderha
İster bir karınca
Salınmadan, sallanmadan
Eskiyi unutmadan
Geleceği hatırlayarak
Anlayan anlamayana anlatana kadar,,Oturduğu yerden kaldırıcasına
Bir tekme namert sandalyesine…