İnsanları susturamazsınız
Özgürlük denen gerçek budur,
Susmamak.
Her gittiğin yerde başını dik tutabilmek.
Varsın olmasın cebinde milyonlar
Sen yeter ki eğilme, bükülme.
Seni yendiğini sananlar ya da umanlar koca bir duvara çarptıklarını elbette bir gün anlayacaklardır
İnsanoğlunu tarif etmeye gerek var mı?
Bir gün dağ başındaki kocaman kar kütlesi gibi durur,
Yarın bakarsınız ki güneşin karşısında erir.
Yok işte! öyle değil, bildiğin, inandığın uğruna her şeyini verdiğin değerlerden asla çark etme!
Dostlarımdan aldığım övgü dolu sözler gazetecilik serüveninin altın değerleri arasında.
İnsanı güçlü kılan da bu,
Dostundan acı da olsa, tatlı da olsa doğruyu okuyabilmek..
Bir şeylerin farkındadır dostlar,
Seni sıkı sıkı takip ederler,
Yakındadırlar aslında,
Dost işte, uzaktaymış gibi görünür.
Bir gün mutlaka dilinin ucundan kaçırır sözcükleri,
Özgürlük budur işte..
Söyleyemediklerini söyletebilmek.
Özgürlüğün tadını çıkarabilmektir.
İtmeden, dışlamadan, vurmadan kırmadan.
Gümüşhane’ye bi şeyleri okutabilmek, anlatabilmektir.
Özgürlük.
Çünkü her zaman söylüyoruz bu şehrin çok ama çok şeylere ihtiyacı var.
Gümüşhane sıkıştıkça,
Tekdüzeliğe devam ettikçe,
İnsanların konuşma aşkı daha çok yükseliyor,
Önemli olan olmayanı, farklı olanı bulabilmektir.
Bulurken de değerini korumaktır.
Bak o zaman, yürümez dediğin dağların yavaş yavaş yanına doğru yaklaştığını anlarsın!
Farklı olmak,
Farklı olduğunu hissettirmek,
Büyüdükçe mütevazilemek,
Sevgini, yüceliğini, duruşunu, bakışını, insanlığını koruyabilmek,
Özgürlüklerin altındaki temelin kaynağıdır.
Onun içindir ki insanları susturamazsınız,
Susturdukça baskının, daha çok yüksek sesle konuşmanın, özgürlük aşkının varlığını göreceksiniz.
Hele Gümüşhane’ye doğru baktığınızda içinizde aşk daha da depreşecek.
Özgürlüğün ne demek olduğunu daha iyi anlayacaksınız.