Bir kavga verirsin,
O kavga bir onurdur.
Kimsenin gözünü kaşını patlamaya gerek yok.
O, kalemdir, yazıdır, manşettir.
İstediğin; emeğe verilen mücadeleye saygıdır.
Senin aklından geçen sadece hizmettir
Ki,
Sen öyle sanırsın.
Senin özünde başka bir düşünce yoktur.
Senin için anlam, çok çalışmaktır.
Sahiplenildiğini sanırsın.
Bakarsın ki, geride bir karış dahi yol katedilmemiş.
Yok, yok bu senden kaynaklanmıyordur.
Halkın vurdumduymazlığıdır aslında.
Seni Don Kişot yapmaya çalıştıkları aşikar.
Olma o zaman,
İşte üzüldüğüm tek şey bu,
Aslanın kediye boğdurulması.
Güçlüsün, güçlü olduğun biliniyorsa,
Che Guevera’nın deyişiyle ‘hiç eleştirilmiyorsan başarısızsın demektir’ se sana göre,
O zaman tek başına kaldığını anla.
Ne için bu uğraş, bu yarış.
Ne için kale duvarına sallanan gülle.
İçeride düşman yok ki…
Aslında istediğimiz Gümüşhane,
Bilinçli toplum,
Hak olanın demokratik bir yolla dillendirilmesi.
Bir millet uyuyorsa, üzerinde ölü toprağı varsa,
Ölü toprağından sen kurtarmak istiyorsan,
Kör olma kardeşim bi şeyleri gör diyorsan,
Sana kulak tıkayanalar yapacağın bi şe yok demektir.
Aslan kediye boğdurulmuştur bir kere..